Amerika Birleşik Devletleri’nde Moran Cerf adlı bilimadamının Nature dergisine yazdığı bir makale büyük yankı yarattı.
˜˜Cerf ve ekibi, farklı kişiler, rüyalarında belli başlı objeler gördüğünde, aynı beyin hücrelerinin benzer tepkiler verdiği iddiasında... ˜˜
Bunun üzerine beyin faaliyetlerini kapsamlı şekilde dijital ortama aktaracak bir sistem üzerinde çalışmaya başlandı.
Bir sonraki aşamada uyuyan ve rüya gören kişilerden bu sistem aracılığıyla bilgi alınması amaçlanıyor.
Bazı bilim çevrelerine göre günümüz teknolojisiyle Moran Cerf’in çalışmasının yaşama geçirilmesi yani "rüyaları kaydedecek makine" yapılması imkânsız... Ancak bazı objeleri hayal eden ya da rüyasında gören kişilerde benzer nöronlarının devreye girdiğinin kanıtlanmasının bile büyük bir adım olacağı belirtiliyor.
İnsanoğlu pek çok şeyin sırrını çözse de neden rüya gördüğümüz ve bu rüyaların nasıl oluştuğu hala keşfedilemedi.
Düşününce, insan için rüyada pek çok hikmet olduğu görülebilir. İnsan uyurken gördüğü rüyaların ne kadar "gerçek gibi" olduğunu, hatta uyandığı andan pek bir farkı olmadığını düşünür. Örneğin gece bedeni yatağında yatıyor olmasına rağmen, rüyasında iş gezilerine çıkmış, insanlarla tanışmış, müzik dinleyerek yemek yemiştir. Hatta yemeğin tadını almış, müzikte dans etmiş, olan olaylardan dolayı heyecanlanmış, sevinip üzülmüş, korku duymuş, yorgunluk hissetmiş, hatta o güne kadar hiç kullanmadığı ve nasıl kullanıldığını dahi bilmediği bir aleti kullanmış olabilir.
Rüya esnasında, aynı uyanıkken olduğu gibi kişi, yaşadığı olaylardan ve kişilerden emindir. Bunu düşünen insan, rüyanın hikmetlerini ve yaratılış amacını da düşünür.
Rüyanın Oluşum Mucizesi
Stanford Tıp Merkezi Uyku Kliniği'nden Dr. William Dument'in görüşüne göre; rüya görmek son derece önemlidir ve rüyalar fiziksel dengenin oluşmasını sağlamaktadır.
REM Uykusunda Vücutta Hangi Değişiklikler Yaşanır?
Ayrıntılı ve uzun rüyaların görüldüğü REM sırasında soluk alma duraklar, atardamar tansiyonu yükselir. Bunun yanı sıra nörolojik olarak değerlendirildiğinde, REM gerçekten de beynin temizlenmesi anlamına gelmektedir. Serbest radikaller ve karbon monoksit bu evrede atılır. Ayrıca REM sırasında sinir hücreleri arasında sinaps bağlantıları da yeniden düzenlenir. REM'den çıkışta ise, uyanıklık sırasında yeni bağlantılar kurmaya elverişli serbest sinapsların sayısında % 60'lık bir artış gözlenmiştir. (İnsan vücudu trilyonlarca hücreden meydana gelmiştir. Bu hücrelerden bir kısmı da nöron denilen sinir hücreleridir. Sinaps ise, iki nöronu birleştiren küçük bir aralıktır. Bilgi bir nörondan diğerine sinapslar aracılığı ile geçer.
Rüyalar sadece REM uykusu bölümünde görülür. EEG (beyin aktivitesini inceleyen alet)'lerin kullanılması sayesinde, rüya görülürken beyinde meydana gelen hareketlilik incelenebilmektedir. Yapılan araştırmalarda, rüya görüldüğü sırada vücudun hareketsiz kalmasına rağmen beynin uyanıkken olduğu kadar çok çalıştığı belirlenmiştir. Özellikle de limbik sistem denen duyguların merkezi olan bölüm ile beynin çelişki ve yanlışlıkları analiz eden bölümlerinin çok fazla çalıştığı ortaya çıkmıştır.
Bunun yanı sıra uyanıkken beyin belli bir anda temelde beş tip algıyı değerlendirir:
1. Dışarıdan gelen uyarı (ses, renk ve beş duyu ile ilgili olabilir).
2. Vücut duruşu ile ilgili veya eklemlerden, kaslardan gelen uyarılar (kuvvet veya gerginlik artışı/azalışı).
3. Vücudun kendi içinden gelen bir uyarı, örneğin bir diş ağrısı veya kaşıntı.
4. Bilinçli iç uyarı, düşüncenin içinden gelen uyarı.
5. Bilinçsiz iç uyarı, yani duygusal ve psikolojik uyarı.
Mucizevi olan ise, uyanıkken bu beş tip uyaranın değerlendirilmesiyle algıladığımız dünyayı, uyku esnasında rüya görürken de algılıyor olmamızdır. Ancak, rüyada bu uyaranların hiçbiri olmaksızın gerçek bir hayat yaşandığı zannedilmektedir. Üstelik rüyada zaman algısı çok farklıdır. Normal saatlerde 10-15 saniye gibi algılanabilecek süreç içinde, saatlerce sürebilen bir film şeridi dolusu rüya görülebilir. Örneğin zil sesi 10 saniyede gelişen bir kavramdır; fakat bu süre içerisinde kiyi, sonu zil sesi ile biten çok detaylı, uzun ve konulu bir rüya görebilir.
*-* “Gökten yere her işi O evirip düzene koyar. Sonra (işler,) sizin saymakta olduğunuz bin yıl süreli bir günde yine O'na yükselir.” (Secde Suresi, 5)
Rüya esnasında; bedenimiz bir yatakta sabit durmasına ve gözlerimizin kapalı olmasına rağmen, sürekli bulunduğumuz mekândan farklı görüntüler görüyoruz. Demek ki gören gözler değildir. Yattığımız oda bomboş olsa dahi sesler duyabiliyoruz. Demek ki duyan kulaklar değildir. Her şey beyninin içinde gerçekleşmiştir. Ancak sanki her görüntünün aslı varmış gibi, her şey çok gerçekçidir.
"İnsan uyurken bunları bilinçli olarak ve isteyerek aklında kurgulayamaz. Beynin ise kendi kendine böyle görüntüler oluşturması imkânsızdır. Beyin, protein moleküllerinden oluşmuşbir et yığınıdır. Böyle bir maddenin kendiliğinden görüntü oluşturduğunu, hatta o güne kadar hiç görülmeyen insan yüzlerini, mekânları, sesleri oluşturduğunu iddia etmek son derece mantıksız olur."
Öyle ise uyurken rüyadaki görüntüleri gösteren yerin göğün ve ikisi arasındakilerin yüce yaratıcısı ALLAH’ın ruha dilediği şekilde göstermesi ile oluşur rüyalarımız hatta tüm hayatımız tüm benliğimiz.
*-* “Gerçek şu ki size Rabbiniz'den basiretler gelmiştir. Kim basiretle-görürse kendi lehine, kim de kör olursa (görmek istemezse) kendi aleyhinedir...” (Enam Suresi, 104)