Herkesin başına gelebilen bu olaya sinirbilimciler “hah! anı” diyorlar.
Bir an hiç aklına gelmeyen aklına gelir “hah!” dersin. Peki, bunu derken neler oluyor ve biz o anda verilmiş karara mı “hah!” diyoruz. Bu konu ile ilgili olarak bu anda beyinde meydana gelen değişimleri ve bu değişimlerin zamanlarını açıklamaya çalışan iki farklı deney ve sonuçları şunlar;
>>>Bilim ve Teknik Dergisinin Neuron dergisinden aldığı habere göre; bu hah! anları beyinde bir grup sinir hücresinin aktivitelerini değiştirmesi sonrasında ortaya çıkıyor. Almanya’daki Heidelberg Üniversitesi’nden sinirbilimci Daniel Durstewitz,
Fareler Üzerinde Denendi!
Hah! anında harekete geçen nöronların yerini saptamak için Durstewitz ve Kolombiya Üniversitesi’nden meslektaşı Jeremy Seamans farelerin beyninde prefrontal korteks denilen bir bölgeyi incelediler. Prefrontal korteks beyinde karar verme, plan yapma gibi zihinsel aktiviteleri yönettiği bilinen bir kısım.
Bu sırada farelere kuralları değişmiş yeni görevler öğretiliyordu. Böylece farelerin yeni görevi algıladıkları anda yani hah! anında beyinlerindeki değişimleri gözlemleme şansı buldular.
Deney kısaca şu adımlardan oluşuyordu:
Önce farelere basit bir görev öğretildi. Karşılarında ikişer adet döner kol bulunuyordu. Döner kolların üzerinde küçük birer ışık kaynağı vardı. Hangi kolun üzerindeki ışık yanıp sönmeye başlarsa farelerin yiyecek alabilmesi için o kolu çevirmesi gerekiyordu.
Fareler kısa sürede buna alıştılar. Onlar bu görevde iyice uzmanlaştıktan sonra araştırmacılar görevde aniden bir değişiklik yaptılar. Işığa bakmaksızın fareler hangi kolu çevirirse çevirsin yiyecek alabileceklerdi. Fareler bir süre eskisi gibi ışığı yanıp sönen kolu çevirmeye devam ettiler. İşin böyle kolaylaştığını anladıkları anda beyinlerine yerleştirilmiş elektrotlar beynin bazı bölgelerindeki aktivitenin ani bir artış gösterdiğini kaydettiler. Yeni kuralı algılamadan önceki bölgelerdeki aktivite ise azalmıştı.
Ortaya çıkan sonucu şöyle özetlemek mümkündür:
!!!Bir kas hareketini gerçekleştirme kararı, bu kararın şuuruna varmadan önce gerçekleşir. Her zaman nörolojik ya da algısal bir süreç ile, bizim onu temsil eden düşüncenin, hissin, algının ya da hareketin şuurunda olmamız arasında bir gecikme vardır. Diğer bir deyişle, biz ancak bir karar zaten alındıktan sonra o kararın şuurunda olabiliriz.
Prof. Benjamin Libet'in deneylerinde bu gecikme 350 milisaniye ile 500 milisaniye arasında değişmektedir, fakat ortaya çıkan sonuç bu rakamlardaki kesinliğe bağlı değildir. Çünkü Libet'e göre bu gecikme olduğu sürece -ne kadar büyük ya da küçük olursa olsun, bir saat ya da bir mikro saniye olması fark etmeksizin- bizim maddesel olan şu anı yaşamamız, her zaman geçmiştedir. Bu her düşüncenin, duygunun, algının ya da hareketin, biz şuuruna varmadan önce gerçekleştiğini gösterir ki, bu da geleceğin tamamıyla bizim kontrolümüz dışında olduğunu ispatlamaktadır.
_*_ Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Gerçekten Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (İnsan Suresi, 30)