Afganistan’da görevli Norveçli askerlerin "Savaş seksten daha güzel" demeleri, ülkede tartışma yarattı.
Afganistan’da görevli Norveçli askerler, Norveç’te yayınlanan erkek dergisi “Alpha”ya verdikleri röportajda, “Savaş seksten daha güzel” dedi. Bu sözler ülkede tartışma yarattı.
Ağustos ayında, cepheye giderek askerlerle birebir röportaj yapan Alpha dergisi, askerlere savaşın onlara ne hissettirdiğini sordu.
Bunun üzerine askerlerden biri, “Sevişmeden 3 ay cephede nasıl durduğumuzu soruyorlar. Belki bu kulağa aptalca gelebilir, ama savaşmak seksten daha güzel” derken, bir başka asker ise, “Düşmanınıza odaklandığınız an çok heyecan verici, özellikle de nişan alıp onu vurduktan sonra o ilk kanın etrafa saçılma anını yavaş çekimde yaşanıyormuş gibi hissediyorsunuz. Şansınız yaver giderse de, bana bu sene olduğu gibi, bir Taliban askerini boynundan vurup ardından sevinç nidaları atıyorsunuz” dedi.
Norveç Savunma Bakanı Grete Faremo, “Eğer askerler gerçekten böyle konuşmuşlarsa burada bir etik sorunu vardır” dedi.
Bunu diyen Savunma Bakanı yıllardır orada etik kavramına yakışır tek bir olayın olmadığını ilk defa karşılaşmış gibi belirtmesi biraz garip.Çünkü yıllardır çıkan haberler, videolar çekilen fotoğraflar orada yaşanan etiği değil zulümü anlatıyor, tüm insanlığa.
Aslında Irak'ın vurulması ve Saddam Hüseyin rejiminin silah zoruyla yıkılması planı, sanıldığı gibi 11 Eylül 2001 sonrasındaki "teröre karşı mücadele" ortamında değil, bundan çok daha önce yapılmış ve Washington'ın gündemine getirilmişti. Bu yöndeki ilk işaret, 1997 yılında ortaya çıkmıştı. Washington'daki bir grup İsrail yanlısı stratejist, kurdukları PNAC adlı "think-tank"le Irak'ın işgali senaryosunu savunmaya başlamıştı. PNAC'in en kayda değer isimleri ise, George W. Bush yönetiminin en etkin isimleri haline gelecek olan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ve Başkan Yardımcısı Dick Cheney idi.
Philadelphia Daily News gazetesinde William Bunch imzasıyla yayınlanan "Invading Iraq Not A New Idea For Bush Clique :4 Years Before 9/11, Plan Was Set" (Irak'ı İşgal Etmek Bush Ekibi İçin Yeni Bir Fikir Değil: 11 Eylül'den 4 Yıl Önce Plan Hazırdı) adlı bir makalade, bu konuda şu gerçeklere yer verilmektedir:
Gerçekte, Donald Rumsfeld, Başkan Yardımıcısı Dick Cheney ve küçük bir grup ideolog, Amerika'nın Irak'ı işgalini savunmaya henüz 1997 yılında başlamışlardı yani 11 Eylül saldırılarından 4, Başkan Bush'un göreve başlamasından 3 yıl önce.
Kendilerine PNAC (Project for the New American Century Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi) adı verilen bu siyaset grubu, Cheney, Rumsfeld, Rumsfeld'in yakın yardımcısı Paul Wolfowitz ve Bush'un kardeşi Jeb Bush'u da içeriyordu. Ve daha o zamanlar bile, Ocak 1998'de, Başkan Clinton'ı Irak'ı işgale ikna etmeye çalışmışlardı. (William Bunch, Philadelphia Daily News, 27 Ocak 2003)
Washington Post gazetesindeki haberde, Çavuş Gibbs'in Ocak ile Mayıs 2010'da Kandahar bölgesinde görev yaptığı sırada silahsız Afgan sivilleri öldürmekle suçlandığı hatırlatıldı ve hakkındaki açılan davanın dosyasına dayanılarak, Gibbs'in bu ülkede 3 değil 4 cinayetle suçlandığı belirtildi.
Birçok askerin Afgan sivilleri eğlenmek için öldürme fikrinin Gibbs'e ait olduğunu söylediği belirtilen haberde, ayrıca askeri yetkililerin Irak'ta 2004'te meydana gelen ve Gibbs'in de içinde yer aldığı bir olayı yeniden dikkatle incelediği ifade edildi. Söz konusu olayda silahsız bir Iraklı ailenin aracına ateş açılmış ve biri çocuk 3 kişi ölmüştü. Ve bu olayın duyulmasına rağmen çok olağan karşılanıp herhangi bir müdahalede bulunulmamışdı. Çünkü, şeytanı kendine rehber edinen bir toplulukta her türlü sapkınlık, ahlaksızlık ve vahşet olağan karşılanır.
ŞEYTANI REHBER EDİNMİŞ İDEOLOJİNİN KANLI SONUÇLARI
Burada yaşanan kanlı ideolojinin temel stratejisi insanlar arasında korku yayabilmek, bu yolla etkin güç haline gelebilmektir. Bu kanlı düşünceyi savunan gruplar taleplerini demokratik yollarla elde etmeye çalışmak yerine, çok daha caydırıcı olduğunu düşündükleri şiddet eylemleri ile dile getirirler. Bu kimselere göre, bu vahşet olayları ne kadar acımasız ve insafsız olursa, o derece korku verici olacak, diğer bir deyişle hedefine o derece yaklaşacaktır.
Şeytanı kendisine rehber edinmiş bu ideolojinin en dehşet verici özelliklerinden birisi de hiçbir ahlaki değere sahip olmaması ve hiçbir kural tanımamasıdır. Bu yola başvuran kişide şefkat, merhamet, affedicilik, hoşgörü yoktur. Bu kişiyi yönlendiren, kin, öfke ve intikam duygularıdır. Böyle bir kimse şuursuzca, nereye varacağını düşünmeden sadece öfkesini gidermek ve intikam almak amacındadır. Bu eylemi gerçekleştirirken oluşabilecek tahribat ise kişinin vicdanında bir etki meydana getirmez. Çünkü şeytanın kanlı oyununu çözüm olarak gören kişinin vicdanı, dolayısıyla aklı, feraseti ve basireti kapanmıştır.
OYSA TÜM DİNLERDE OLDUĞU GİBİ TERÖR LANETLENMİŞ, MASUM İNSANLARIN ÖLDÜRÜLMESİ YASAKLANMIŞ, BARIŞ VE GÜVENLİ BİR DÜNYA OLUŞTURULMASI EMREDİLMİŞTİR
>Ey iman edenler, hepiniz topluca "barış ve güvenliğe (Silm'e, İslam'a) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır. (Bakara Suresi, 208)
>Kötülüğün karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür. Ama kim affeder ve ıslah ederse (dirliği kurup-sağlarsa) artık onun ecri Allah'a aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmez. (Şura Suresi, 40)
>“İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir.” (Fussilet Suresi, 34)