24 Eylül 2010 Cuma

Danimarka'lı bilim adamlarının, bilim dergisi Nature'ın son sayısında çıkan deneylerinde, "kuantum-atom ışınlaması" için uzun vadeli bir araştırmaya imza attığı bildirildi. Aarhus Üniversitesi öğretim üyesi fizikçi Eugene Polzik ve meslektaşları, laboratuvar ortamında, lazer ışığı kullanarak ilk kez ''çok miktarda atomun'' aradaki mesafeyi aşarak toplu halde taşınmalarını, ''ışınlanmalarını'' sağladı. Daha önce ABD'de Caltech'de, yani California Institute of Technology yüksek öğretim kurumunda yine lazer kullanılarak birkaç atomun taşınmasının 1998'de gerçekleştirildiği bildirilmişti. Avusturya Innsbruck Üniversitesi'nden fizikçi Ignacio Cirac, Danimarkalı Polzik ve ekibinin deneyenin ileride kuantum iletişim sistemleri, kuantum hesap işlemleri ve sonunda ışınlama yollarını da açabileceğini söyledi. Cirac, ''deney kuantum fiziğinin gelişimi için başarıdır'' dedi. Danimarka ekibi, ''taşımayı'', en ufak enerji birimi kabul edilen kuantumun atomaltı kaynaştırma yöntemiyle elde etti. Atomları taşıma veya ışınlamada kullanılan ''Uzaktan atom sarmalaması'' kavramı için, yani, iki veya daha fazla atomaltı parçacığın fiziki temas olmadan sarmalanması için büyük fizik alimi Albert Einstein (1979-1955), ''bir uzaklıktan hayalet gibi eylem' tanımını kullanmıştı. Dünya'nın ve Güneş Sistemi'nin mensup olduğu Samanyolu gökadasının ortalama çapı 90 bin ışık-yılı (Eliptik gökadamızın dar çapı 60, uzun çapı 110 bin ışık yılı)... Saniyede 300 bin km hızla, yani ışık hızıyla gidilirse 1 ışık-yılı 9.5 trilyon kilometre... En yakın gökada Andromeda 2 milyon ışık-yılı uzaklıkta. ''Bu evrende'', milyarlarca yıldız içeren yüz milyonlarca gökada (galaksi) var. İnsan ömrü şartlanmasıyla ''solucan deliği'', veya ''ışınlama'' gibi kestirme yollardan uzak diyarlara gitmek düşü bu yüzden kuruluyor. UZAY YOLU Dizinin ünlü kaptanı KİRK her gösteride bir veya birkaç kişiyi platformun üstüne çıkarıyor, bir düğmeye basarak evrenin derinliklerinde gizemli bölgelere gönderiveriyordu. Hiç birimizin aklına, böyle bir olaya fizik kanunlarını izin verir mi, sorusu gelmeden ışınlanmayı tuhaf bir keyif, alarak açıl susam açıl gibi, kabullenmişizdir. Bir cismi bir noktadan diğer bir noktaya götürmek için mutlak bir kuvvet uygulamak gerekir, bunu biliriz ve aksini düşünemeyiz. Acaba Yüzbaşı Spark’ı kim nasıl bir uzay noktası ve zamandan başka bir uzay noktası ve zamana taşıyordu? Diziyle hiç ilgisi olmayan insanlar bile bir kez olsun "Işınla beni, Scotty!" demişlerdir. Ve kim bilir kaç uçak yolcusu on saatlik yolculuk yerine ışınlanmayı dilemiştir? "Işınla beni, Scotty!" GERÇEK OLUYOR… 1995'te bir IBM fizikçisi olan Charles Bennett, kuantum mekaniğinde özellikleri birbirine bağlı olan karmaşık elektronlardan bir çift yaratılabilmesinin mümkün olduğunu söyledi. Bağlı elektronların birbirleriyle birleştirilebilmesiyle iki özdeş çift oluşturulabilecek. Buna rağmen sadece tek bir elektron kopyalanmış oluyor, bütün bir insan vücudu değil. Uzay Yolu evreninde ışınlama cihazları dört parçadan oluşur: — Vücuttaki her bir molekülün bir "anlık fotoğrafı"nı alıp kaydeden TARAYICI, — bu parçacıkları ortadan kaldırıp madde akımına dönüştüren bir ENERJİ VERİCİ, — bedene gönderilmeye hazır olana kadar bu akımı belli bir yerde tutan PARÇACIK TAMPONU, —ve madde akımını hedefine odaklayıp orijinal haline geri getiren bir dizi "PED". ‘Teleportasyon’ adı verilen yöntemle, atomlar, enerji, hareket, manyetik gibi kuantum özelliklerini birbirlerine aktarıyorlar. ABD’den National Institute of Standards and Technology öğretim üyesi David J. Wineland ve Avusturya’dan Innsbruck Üniversitesi’nden Rainer Blatt başkanlığındaki ekibin çalışması, atomların fiziksel özelliklerinin birbirleri arasında alışverişini sağlıyor. Çalışma üzerine Nature dergisinde bir makale yayımlayan Dr. Wineland, aktarımın şimdilik sadece 1 milimetre’den küçük bir mesafe içinde yapılabildiğini, ancak gelecekte daha uzun mesafeler arasında da aktarım yapılabileceğini belirtti. Dr. Wineland ‘Kuantum aktarımı’ çalışmasını beril atomları arasında gerçekleştirdi. Avusturyalı ekip ise, aynı işlem için kalsiyum atomu kullandı. Her iki çalışmada da, bir atomun içinde bulundurduğu kuantum özellikleri diğer eş-atoma aktarıldı. Bilim adamları, laboratuar ortamında atomları birbirleri ile ‘entaglement’ denen, Albert Einstein’ın el yazmalarında “korkutucu” diye tarif ettiği, bir yöntemle eşliyorlar. Bu eşlemenin doğası gereği, bir atomun edindiği özelliği, ya da tam tersini, eş-atomu da otomatikman üstleniyor. Özelliklerin iletimi için, eş-atomlar arasındaki mesafe önem taşımıyor. Atomlar teorik olarak kilometrelerce uzakta olsalar dahi, özelliklerini ‘Kuantum aktarımı’ ile değiş tokuş edebiliyorlar. Işınlama süresi sadece milisaniyelerle ifade ediliyor. ‘Işınlama’ ya da atomlararası ‘kuantum aktarımı’nın başarılması, gelecekte üretimi öngörülen kuantum bilgisayarlarını mümkün kılacak. Son derece hızlı çalışacak olan kuantum bilgisayarlarının raflara çıkmasının 10 yıldan fazla sürmesi bekleniyor. Kur an’ı Kerim’de de bu konuya benzer bir olay anlatılmakta Hz. Süleyman kıssasın da; >>>Cinlerden ifrit: "Sen daha makamından kalkmadan, ben onu sana getirebilirim, ben gerçekten buna karşı kesin olarak güvenilir bir güce sahibim." dedi. (Neml Suresi, 39) >>>Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki: "Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki: "Bu Rabbimin fazlındandır, O'na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiçbir şeye ve kimseye ihtiyacı olmayan)dır, Kerim olandır. (Neml Suresi, 40) Tahtın hemen getirilmesi ile ilgili ikinci teklif ise "kendi yanında kitaptan ilim olan biri" olarak tanımlanan bir kişiden gelmektedir. Ayette söz edilen kişi Hz. Süleyman'a Sebe Melikesi'nin tahtını "gözünü açıp kapayana kadar", yani çok kısa bir sürede getirebileceğini söylemektedir.

Danimarka'lı bilim adamlarının, bilim dergisi Nature'ın son sayısında çıkan deneylerinde, "kuantum-atom ışınlaması" için uzun vadeli bir araştırmaya imza attığı bildirildi.

Aarhus Üniversitesi öğretim üyesi fizikçi Eugene Polzik ve meslektaşları, laboratuvar ortamında, lazer ışığı kullanarak ilk kez ''çok miktarda atomun'' aradaki mesafeyi aşarak toplu halde taşınmalarını, ''ışınlanmalarını'' sağladı.

Daha önce ABD'de Caltech'de, yani California Institute of Technology yüksek öğretim kurumunda yine lazer kullanılarak birkaç atomun taşınmasının 1998'de gerçekleştirildiği bildirilmişti.

Avusturya Innsbruck Üniversitesi'nden fizikçi Ignacio Cirac, Danimarkalı Polzik ve ekibinin deneyenin ileride kuantum iletişim sistemleri, kuantum hesap işlemleri ve sonunda ışınlama yollarını da açabileceğini söyledi. Cirac, ''deney kuantum fiziğinin gelişimi için başarıdır'' dedi.

Danimarka ekibi, ''taşımayı'', en ufak enerji birimi kabul edilen kuantumun atomaltı kaynaştırma yöntemiyle elde etti.

Atomları taşıma veya ışınlamada kullanılan ''Uzaktan atom sarmalaması'' kavramı için, yani, iki veya daha fazla atomaltı parçacığın fiziki temas olmadan sarmalanması için büyük fizik alimi Albert Einstein (1979-1955), ''bir uzaklıktan hayalet gibi eylem' tanımını kullanmıştı.

Dünya'nın ve Güneş Sistemi'nin mensup olduğu Samanyolu gökadasının ortalama çapı 90 bin ışık-yılı (Eliptik gökadamızın dar çapı 60, uzun çapı 110 bin ışık yılı)... Saniyede 300 bin km hızla, yani ışık hızıyla gidilirse 1 ışık-yılı 9.5 trilyon kilometre... En yakın gökada Andromeda 2 milyon ışık-yılı uzaklıkta. ''Bu evrende'', milyarlarca yıldız içeren yüz milyonlarca gökada (galaksi) var.

İnsan ömrü şartlanmasıyla ''solucan deliği'', veya ''ışınlama'' gibi kestirme yollardan uzak diyarlara gitmek düşü bu yüzden kuruluyor.

UZAY YOLU

Dizinin ünlü kaptanı KİRK her gösteride bir veya birkaç kişiyi platformun üstüne çıkarıyor, bir düğmeye basarak evrenin derinliklerinde gizemli bölgelere gönderiveriyordu.


Hiç birimizin aklına,  böyle bir olaya fizik kanunlarını izin verir mi, sorusu gelmeden ışınlanmayı tuhaf bir keyif, alarak açıl susam açıl gibi, kabullenmişizdir.  Bir cismi bir noktadan diğer bir noktaya götürmek için mutlak bir kuvvet uygulamak gerekir, bunu biliriz ve aksini düşünemeyiz. Acaba Yüzbaşı Spark’ı kim nasıl bir uzay noktası ve zamandan başka bir uzay noktası ve zamana taşıyordu? Diziyle hiç ilgisi olmayan insanlar bile bir kez olsun "Işınla beni, Scotty!" demişlerdir. Ve kim bilir kaç uçak yolcusu on saatlik yolculuk yerine ışınlanmayı dilemiştir?



"Işınla beni, Scotty!" GERÇEK OLUYOR…

1995'te bir IBM fizikçisi olan Charles Bennett, kuantum mekaniğinde özellikleri birbirine bağlı olan karmaşık elektronlardan bir çift yaratılabilmesinin mümkün olduğunu söyledi. Bağlı elektronların birbirleriyle birleştirilebilmesiyle iki özdeş çift oluşturulabilecek. Buna rağmen sadece tek bir elektron kopyalanmış oluyor, bütün bir insan vücudu değil.

Uzay Yolu evreninde ışınlama cihazları dört parçadan oluşur:

— Vücuttaki her bir molekülün bir "anlık fotoğrafı"nı alıp kaydeden TARAYICI,
— bu parçacıkları ortadan kaldırıp madde akımına dönüştüren bir ENERJİ VERİCİ,
— bedene gönderilmeye hazır olana kadar bu akımı belli bir yerde tutan PARÇACIK TAMPONU,
—ve madde akımını hedefine odaklayıp orijinal haline geri getiren bir dizi "PED".

‘Teleportasyon’ adı verilen yöntemle, atomlar, enerji, hareket, manyetik gibi kuantum özelliklerini birbirlerine aktarıyorlar.

ABD’den National Institute of Standards and Technology öğretim üyesi David J. Wineland ve Avusturya’dan Innsbruck Üniversitesi’nden Rainer Blatt başkanlığındaki ekibin çalışması, atomların fiziksel özelliklerinin birbirleri arasında alışverişini sağlıyor.        

Çalışma üzerine Nature dergisinde bir makale yayımlayan Dr. Wineland, aktarımın şimdilik sadece 1 milimetre’den küçük bir mesafe içinde yapılabildiğini, ancak gelecekte daha uzun mesafeler arasında da aktarım yapılabileceğini belirtti.              

Dr. Wineland ‘Kuantum aktarımı’ çalışmasını beril atomları arasında gerçekleştirdi. Avusturyalı ekip ise, aynı işlem için kalsiyum atomu kullandı. Her iki çalışmada da, bir atomun içinde bulundurduğu kuantum özellikleri diğer eş-atoma aktarıldı.       

Bilim adamları, laboratuar ortamında atomları birbirleri ile ‘entaglement’ denen, Albert Einstein’ın el yazmalarında “korkutucu” diye tarif ettiği, bir yöntemle eşliyorlar. Bu eşlemenin doğası gereği, bir atomun edindiği özelliği, ya da tam tersini, eş-atomu da otomatikman üstleniyor. Özelliklerin iletimi için, eş-atomlar arasındaki mesafe önem taşımıyor. Atomlar teorik olarak kilometrelerce uzakta olsalar dahi, özelliklerini ‘Kuantum aktarımı’ ile değiş tokuş edebiliyorlar.       

Işınlama süresi sadece milisaniyelerle ifade ediliyor.

‘Işınlama’ ya da atomlararası ‘kuantum aktarımı’nın başarılması, gelecekte üretimi öngörülen kuantum bilgisayarlarını mümkün kılacak. Son derece hızlı çalışacak olan kuantum bilgisayarlarının raflara çıkmasının 10 yıldan fazla sürmesi bekleniyor.


Kur an’ı Kerim’de de bu konuya benzer bir olay anlatılmakta Hz. Süleyman kıssasın da;

>>>Cinlerden ifrit: "Sen daha makamından kalkmadan, ben onu sana getirebilirim, ben gerçekten buna karşı kesin olarak güvenilir bir güce sahibim." dedi. (Neml Suresi, 39)

>>>Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki: "Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki: "Bu Rabbimin fazlındandır, O'na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiçbir şeye ve kimseye ihtiyacı olmayan)dır, Kerim olandır. (Neml Suresi, 40)

Tahtın hemen getirilmesi ile ilgili ikinci teklif ise "kendi yanında kitaptan ilim olan biri" olarak tanımlanan bir kişiden gelmektedir. Ayette söz edilen kişi Hz. Süleyman'a Sebe Melikesi'nin tahtını "gözünü açıp kapayana kadar", yani çok kısa bir sürede getirebileceğini söylemektedir.