Yeni insanların, olayların olduğu bu dünyada, evler, arabalar, gündüz ve gece gibi son derece gerçekçi ortamlar vardır. Ancak bunların her birinin bir algı olduğunu esasen bilirsiniz. Kasetin içinde fiziksel olarak elbette maddi somut bir dünya yoktur.
Filmin bitimiyle çıkarttığınız kaseti elinize aldığınızda, artık bu hayali dünyayı tasvir eden bir varlıkla muhatapsınızdır.
Modern fiziğe göre parçacıklar siz gözlem yapmadığınız sürece zaten yoklardır.
Şimdi şuna dikkat edelim. Ölçüm aleti olarak kullandığımız cisimler de neticede atomlardan oluşan yapılardır. Dolayısı ile onlar da gözlemlenmediği sürece belli fiziksel değerlere sahip değillerdir. Bir dalga fonksiyonu diğerini belli değerler vermesi için zorlayamaz.
Ölçüm aletlerini kullanan insanların da bedenleri atomlardan oluşur. Beyinlerindeki algı merkezleri de nöronlardan oluşur. Neticede bunlar da atomlardan oluşur. Atomların diğer atomların dalga fonksiyonlarını çökertip belli değerlere zorlaması gibi bir durum elbette ki olamaz..
Dolayısıyla karşımızda gözlem mucizesi çıkmaktadır. Çünkü ne ölçü aletleri ne de bizim bedenimiz yukarıda saydığımız sebeplerden gözlem yapamaz. Dolayısıyla ister istemez maddenin dışında bir gerçekle karşılaşırız. Bu da ruhtur.
Ruhumuzda izleriz her şeyi. Ruhumuzla şahit oluruz dünyaya.
Herhangi bir kuantum fiziği ders kitabına baktığınızda burada beraber gördüğümüz bu gerçeklere kendiniz de şahit olabilirsiniz. Örneğin dünyada en çok okunan fizik kitaplarından olan bir ders kitabında aşağıdaki alıntıları bulabilirsiniz:
“…önceden tarif edildiği gibi, kuantum mekaniğine göre, gözlemlenmeyen bir parçacık, gözlemden bağımsız var olan fiziksel özelliklere sahip değildir. Daha doğrusu bu tür fiziksel özellikler, sisteme uygulanan gözlemlerin bir neticesi olarak ortaya çıkıyorlar...” Michael A. Nielsen and Isaac L Chuang, Quantum Computation and Quantum Information , Cambridge University Press
Modern fizik yani kuantum fiziği aydınlanan çağda bilim bize şunu göstermiştir: Evet materyalizm çökmüştür, çünkü madde yoktur. O zaman bize bu algıları kim seyrettirmektedir ve seyreden nedir, nerdedir? Bu mükemmel, hatasız algıları kim her an yaratmaktadır?
"Ya da halkı sürekli yaratmakta olan, sonra onu iade edecek olan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka bir İlah mı? De ki: "Eğer doğru söylüyor iseniz, kesin-kanıt (burhan)ınızı getiriniz." Neml Suresi 64. ayet