24 Aralık 2010 Cuma

KUANTUM: "GÖRÜLEN VE BİLİNEN EVREN BİR ‘HOLOGRAM’!.." YANİ ASLINDA SADECE BİR YANILSAMA!

Evrenin yaratılması ve yok olması, tek bir andır ve bu olay gerçekleşmiştir. Tıpkı bir hologram plakasına (teorik olarak) sonsuz sayıda görüntüyü (kayıt açıları farklı olmak üzere) üstüste ve birbirini engelleyip, bozmadan kaydetmenin mümkün olması gibi, evrenin bütün görüntü ve kayıtları da vardır, canlıdır ve üstüste ya da içiçe katlanmış bir durumda, kullanıma veya görülüp, algılanmaya açık bir pozisyonda bulunmaktadır.

Hologram plakasında mevcut olan görüntüleri, (örneğin bir vazoyu) üç boyutlu (ve bir suret) olarak canlandırabilmek için, kaydın yapıldığı aynı açıdan yeni bir lazer ışını vermek gerekmektedir. Bu ışının yerine, başka bir lazer ışın denemesi gönderilecek olursa, eski görüntünün yerine, yenisi (örneğin, bir masa) “canlanacaktır” odanın içerisinde. Diğer görüntü (vazo) yok olmamıştır. O da kayıtlıdır, vardır, oradadır. Ama onun kodları açık değildir. Ya da bir başka deyişle, onu “görecek göz” veya “algılayacak bilinç” yoktur ortada.

Tıpkı bunun gibi, evrende çok küçük bir açı farkıyla gelecek olan bir “enerji demeti” bizim gözümüzün önünde bambaşka bir “dünyanın”, “insanlık anlayışının” ve “görüntünün” oluşması sağlayabilir.

Bütün bunlar zaten bizde kayıtlı ve var olan bilgilerdir. Sadece “canlanmayı” ya da “suret âlemine geçerek görünmeyi” beklemektedirler.

Yeni Çağın Bilinci’nin en kısa özeti de: “Evrenin ve insanın ait oldukları holistik (bütünsel) sistemin kavranılması” şeklinde yapılabilir.


Holistik Evren Tasarımı konusunda, yepyeni bir anlayışa geçebilmek için, önce eski bildiklerimizi unutmamız gerekmektedir. Görülen ve bilinen evrenin aslında sadece bir “yanılsamadan” (bir hayal ve suretten) ibaret olduğu derinliğini fark edebilmek, insanda bir şok etkisi uyandırmaktadır. Ama yapabileceğimiz başka da bir şey yoktur.

İçinde “rol” olarak yaşadığımız bu dünyanın varlığı şüphe götürmez. Eğer iş bununla bitseydi, rahatça hayatımıza devam edebilirdik. Ancak bizi düşündüren ve tedirgin eden birçok oluşumun, insanı ve evreni daha derin katmanlarda araştırma yapmaya zorluyor. Bunu yaptıkça da, şaşkınlığımız ve heyecanımız artıyor.

Hiç bir şeyin bizim bildiğimiz gibi olmadığını anlamak, daha olgun ve gerçek bir anlayışa geçmemizin de ilk adımı olmak özelliğini taşıyor.

***

Tarihten holistik evrene bakış;

Hâricde ve hakîkatde, Allahü Teâlâdan başka, mevcûd yokdur. Allahü Teâlâ, kudreti ile, kendi isimlerinin ve sıfatlarının kemâlini mümkinât sûretlerinin perdesinde göstermiş, ya'nî eşyâyı, kendi kemâlâtına uygun olarak, his ve vehm mertebesinde, îcâd etmiş, var etmişdir. Böylece, eşyâ, vehmde görünmekde, hayâlde devâm etmekdedir. O hâlde eşyâ, hayâlde göründüğü için vardır. Lâkin Allahü Teâlâ, bu görünüşe devâm verdiği, yok olmakdan koruduğu eşyanın yapısına sağlamlık verdiği ve ebedî mu'ameleyi de bunlara bağlı kıldığı için, vehmdeki varlık ve hayâldeki devâm da, hakîkî varlık olmuşdur. (İmam-ı Rabbani, İkinci Cilt, 44. Mektup)