Dünya genelinde insanlar kimyasal elementlere kazayla veya bilerek temas etmekte, topraktan gelen tozları sindirmek zorunda kalmaktadır. Ülkemizde de toprağın solunması veya toprak kaynaklı tıbbi reçeteler yoluyla olmaktadır. Bu tür davranış ya tıbbi olarak pika (pika; besleyici değeri olmayan bir maddenin ya da bir gıdanın düzenli ve aşırı miktarda yenmesi ile karakterize olan bir davranış bozukluğudur), ya da daha özgün biçimde jeofaji olarak bilinmektedir. Jeofaji bir diğer anlamı ile ‘‘toprak yeme hastalığı’’ ülkemizin birçok bölümünde özellikle çocukluk yaş grubunda daha fazla olmak üzere tüm toplumlarda ve yaş grubunda görülebilmektedir.
Yenilen madde miktarına ve cinsine bağlı olarak çeşitli komplikasyonlara (anemi, beslenme bozukluğu, büyüme geriliği, parazit enfeksiyonları, zehirlenmeler vb.) neden olmaktadır.
Türkiye’de çeşitli Üniversiteler bilimsel çalışmalarda bulunmaktadır. Anadolu’nun değişik yörelerinde yer alankadınlar ve çocuklarda görülen toprak yeme hastalığı süresince kullanılan toprakların ve aynı yörelerde pekmez yapımında kullanılan toprakların jeolojik özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, çeşitli yörelerde kadınlar tarafından yoğun şekilde tüketilen toprakların jeolojik özelliklerinin belirlenmesi ve bu toprakların kullanımından kaynaklanan sağlık sorunlarına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Anadolu’nun çeşitli yörelerindeki toprak yeme hastalığında kullanılan topraklarla ilgili henüz kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır.
Tıp biliminde toprak yeme hastalığı: ( Pika)
En çok buz, kül, killi toprak, kâğıt, saç, kiremit tozu, badana sıvası, yaprak, çamaşır kolası gibi maddeler yenilmektedir. Bu maddeleri yemenin 1 aydan fazla sürmesi gerekir.
Demir eksikliğine bağlı kansızlık, kalsiyum, çinko eksikliğinde görülmekle birlikte, 1–3 yaşları arasındaki çocuklarda ve beyin özürlülerde bu maddelerin yenilmesi söz konusudur. Çocuklarda 2–3 yaşından sonra görülmesi, zekâ geriliğini akla getirmelidir. Bu yeme bozukluğu davranışı, eksikliğini hissettikleri demiri arama olarak kabul edilmektedir.
HAMİLELERDE AŞERME PİKADAN FARKLIDIR!
Nedenleri arasında demir eksikliği, psikolojik rahatsızlık, sevgi eksikliği, güvensizlik ve duygusal yetersizlik sayılabilir. Demir eksikliğine bağlı kansızlık varsa, tedavi edilmelidir. Çocukta psikolojik soruna neden olan etkenler giderilmelidir.
Çocukların ve özürlü kişilerin saç veya kumaş parçalarını yemeleri, mide ve bağırsakta tıkanmaya neden olabilir.
Kadınların gebelikleri döneminde normal gıdaların dışında besin maddeleri yemesi, "aşerme" olarak adlandırılır. Pika ile karıştırılmamalıdır. Pikada, yenilen maddelerin gıda özelliği yoktur. Aşermede; genellikle mevsim dışı meyve ve sebzeler, aşırı tuz, limon tozu, buz parçaları, un, nişasta ve kabartma tozu gibi maddelerin yenilmesi söz konusudur.
Aşerme, bazı kadınlarda duyguların bilinç seviyesindeki, ya da bilinç altındaki karşılığı şeklinde de ortaya çıkabilir.
Örneğin çocukluğunuzda sevdiğiniz bir şeyi yemek isteyebilir, ya da din veya kültürünüzle özel bir bağlantısı olan bir besini tüketmek isteyebilirsiniz. Özellikle de hala aynı çevrede yaşıyorsanız. Alışılagelmedik gıdaları arzulamanız, hamile olmak gibi özel bir duruma dikat çekmek için kullandığınız size özel bir yol olabilir.
Hamilelik sırasında, aşerme nin aksi bir durum da meydana gelebilir. Yani kahve ve alkol, ya da kızartma gibi bazı yiyecek ve içeceklere karşı isteksizlik oluşabilir, Bu, çoğunlukla mide bulantıları sebebiyle olur. Tüm bunların yanı sıra ortaya çıkabilecek bir diğer durum da tıpta pika olarak adlandırılmaktadır. Pika, yenilebilir olmayan, sabun, macun, toprak gibi maddeleri yeme arzusudur.
MİNERALLERİN SAĞLIĞA ETKİLERİ
İnsan sağlığı açısından; üzerinde yaşanılan toprak, alınan besin, içilen su ve solunan hava hayati önem taşır. Yeryuvarının bileşenleri yaşamı doğrudan etkilediğinden yer bilimleri insan sağlığı için çok önemlidir.
Önemli mineraller ve kimyasal elementlerden oluşan kayaçlar, yer kürenin temel yapıtaşlarıdır. Elementlerin çoğu insan vücuduna su, hava ve yiyecekler yoluyla girer. Ayrışma da kayaçların toprak olarak parçalanmasına sebep olur, bitkiler ve hayvanlar kayaçların ayrışması ile oluşan topraklarda büyür. İçme suyu, su döngüsünün bir parçası olarak toprak ve kayaların içinden geçer. Atmosferi oluşturan gazların büyük bir kısmı yer bilimleri kökenlidir.
Vücudumuzu oluşturan hücrelere benzer olarak yerkabuğunu oluşturan kayaçlar da çeşitli elementlerden oluşan minerallerden oluşmuştur. Yaşamları süresince insanlar bu minerallerle doğrudan ya da dolaylı olarak ilişki içindedir. Doğadaki bazı elementler insan sağlığına yararlı, yaşamı kolaylaştırıcı ve yaşam için gerekli özelliklere sahiptir. İçtiğimiz suda, alınan besin maddelerinde ve solunan havada değişik elementler bulunmaktadır.
Günümüzde milyonlarca insan; radon, toryum, uranyum, arsenik, cıva, kurşun, kalay, kobalt, nikel, molibden, silisyum, bakır, kadmiyum, kükürt, magnezyum, talyum, flor, iyot, vb. elementlerin azlığından veya çokluğundan dolayı sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu nedenle insan sağlığı ile kayaçlar, mineraller ve elementler arasındaki ilişki yüzyıllardır bilinmektedir.
Kaynaklar:
1) E. Atabey Tıbbi Jeoloji 2005
2) Tıp Bülteni 2008 Turhan DEMİRBAŞ
*******************************************
Öyleyse Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal (ve) temiz olanlarını yiyin; eğer O'na kulluk ediyorsanız Allah'ın nimetine şükredin. 16 / NAHL - 114