19 Şubat 2011 Cumartesi

ŞEYTAN NASIL SİNSİCE YAKLAŞIR? NASIL KORKARAK UZAKLAŞIR?

Her kim olursanız olun sonsuz bir azap çekmenizi isteyen, bütün varlığını buna adamış olan, son derece tehlikeli bir düşmanınız var: Şeytan. Bir başka deyişle, Allah'ın lanetlediği ve huzurundan kovduğu İblis ve onun takipçileri. 





O en büyük düşmanınız. Bir efsane ya da bir masal değil, gerçeğin ta kendisi. İnsanlık tarihinin her aşamasında var oldu.



Yaşamış ve ölmüş milyarlarca insanı ateşin içine çekti ve halen çekiyor. Hiçbir zaman ayırım yapmaz. Genç, yaşlı, kadın, erkek, devlet başkanı veya dilenci fark etmez. Her insan bu düşmanın hedefidir.

Hz. Adem'den önce Allah melekleri ve cinleri yaratmıştı. Onlar Allah'ı övgü ile tesbih ediyorlardı. Sonra Allah ilk insan olan Hz. Adem'i yarattı ve meleklere ona secde etmelerini emretti.
Melekler Allah'ın emrine gönülden itaat ederek Hz. Adem'e secde ettiler. Ancak meleklerin arasında bulunan ve cinlerden olan İblis, Allah'ın bu emrine başkaldırarak O'na isyankar oldu.


Çünkü kendisinin Hz. Adem'den daha üstün olduğuna inanıyordu. Bu kibiri yüzünden, kendisine,

"Ey İblis, iki elimle yarattığıma seni secde etmekten alıkoyan neydi? Büyüklendin mi, yoksa yüksekte olanlardan mı oldun?" (Sad Suresi, 75) diye sorulduğunda şöyle cevap vermişti:



"Ben ondan daha hayırlıyım; Sen beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın." (Sad Suresi, 76)

Allah'ın emrine karşı böyle bir itaatsizliğe cüret eden İblis'i, Allah lanetlemiş ve kendisi için ebedi cehennem azabı takdir etmiştir.

İblis'in Allah'a isyan etmesine yol açan neden, "kibiri" ya da diğer bir deyimle "büyüklenmesiydi". 

İblis'in bu büyüklenmesinin en önemli nedeni nefsinde gizlediği bir özellikti: "Enaniyet yani büyüklenme"...

Enaniyet şeytanın karakterinin en temel özelliğidir. Dolayısıyla, "enaniyet" ve ondan kaynaklanan kibir, tüm sapkınlıkların kaynağı, tüm azgınlıkların kökenidir. Bu özellikler, tarih boyunca milyonlarca insanı sonsuz azaba götürdüğü gibi, bugün de sayısız insanı İblis'in yoluna çekmektedir.


Enaniyete (büyüklenmeye, kendini ilahlaştırmaya) sebep olan unsurlar çok çeşitlidir. En sık rastlanan sebepler şunlardır:

• Güç ve Zenginlik
• Güzellik ve Gençlik
• Makam-Mevki-İtibar
 • Zeka-Kültür-Tahsil Durumu

Enaniyetin kişinin fizik görünümüne yaptığı onlarca etkilerin yanında iç organlarında da hasara yol açar. Kibirden kaynaklanan yoğun stres, tıpkı içki, sigara gibi etkisini yavaş yavaş gösterir ve sonunda önemli problemlere yol açar. 


Stresin birçok hastalığa sebep olduğu, uzmanlar tarafından da hemfikir olunan bir gerçektir. En çok görülen sonucu, mide ağrıları, gastrid, sindirim bozuklukları şeklindedir. Diğer iç organlarda da bu ve benzeri birçok hasar meydana gelir.

Şeytan insanlara nasıl ulaşır, onları hangi yollarla saptırmaya çalışır?.   
Allah Kuran'da, "Sinsice, kalplere vesvese ve şüphe düşürüp duran' vesvesecinin şerrinden. Ki o, insanların göğüslerine vesvese verir (içlerine kuşku, kuruntu fısıldar)" (Nas Suresi, 4-5) 
ayetiyle şeytanın kalplere gizlice vesvese verdiğinden söz etmektedir. Bu, şeytanın en sinsi yöntemidir. Çoğu insan zihnindeki düşüncelerin şeytandan olduğunu anlayamaz. Bunların hepsini kendi düşünceleri zanneder.

Bununla birlikte şeytan insanlara korku, endişe, gerilim, huzursuzluk gibi olumsuz hisler verir, onların gücünü azaltmayı hedefler. İyilik ve hayır yapmalarını, sağlıklı düşünmelerini engellemeye çalışır. Tüm bunların şeytandan olduğunu bilerek, Allah'a sığınmak ve şeytanın telkinlerine hiçbir zaman kulak vermemek gerekir.

Bu arada unutmamalıdır ki, dünyadaki tüm kötülüklerin, savaşların, katliamların, ahlaksızlıkların kökeninde şeytanın insanlar üzerindeki etkisi vardır.

Şeytan insanları kötülüğe çağırırken, dostu ve yardımcısı olduğunu söyler. Ona çeşitli vaatlerde bulunur. Ahirette ise kendisinin yalnızca çağrıda bulunduğunu ve asıl sorumluluğun insanda olduğunu söyleyerek onu yüzüstü bırakacaktır. Bu gerçek Kuran’da şu şekilde bildirilmiştir:

İş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki: "Doğrusu, Allah, size gerçek olan va'di va'detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaracak değilim, siz de beni kurtaracak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acı bir azap vardır." (İbrahim Suresi, 22)


Ve şeytanın insanlar üzerinde hiç bir zorlayıcı gücü yoktur.

Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur. Onun zorlayıcı-gücü ancak onu veli edinenlerle, onunla O'na (Allah'a) ortak koşanlar üzerindedir. (Nahl Suresi, 99-100)