10 Temmuz 2010 Cumartesi

HEPİMİZ HALÜSİNASYON GÖREBİLİRİZ!!! HALÜSİNASYONLAR DA SANAL EVRENİN BİR GERÇEKLİĞİ

Halüsinasyon, bir his organını uyaran hiçbir nesne veya uyarıcı olmaksızın, alınan bir hissin mevcudiyetine inanma halidir. Varsanı olarak da bilinir.




5 duyunun da halüsinasyonu olabilir; görme, işitme, dokunma, koklama ve tat duyusu. Halüsinasyonlarda kişi, bir hastalığının olduğunu bilmeden, gördükleri, işittikleri ve hissettiklerine tamamıyla inanır.



Sanrılar, duyu organlarımızın gerçekte var olmayan algılamalarıdır. Beyin bunları "uydurur". Hepimiz halüsinasyon görebiliriz. Mesela şimdi "Lütfen aklına filleri getirme" cümlesini okuduğunda aklında ister istemez bir filin görüntüsü canlanır. Halüsinasyonlar, görülebilir, duyulabilir, hissedilebilir, koklanabilir ve tadı alınabilir olgulardır.

Dış uyarıcıların yokluğunda yaşanan halüsinasyonlar, düşüncelerden değil, gerçek mekandan kaynaklanıyormuş gibi yaşanır ve normal bir algının niteliklerine sahiptir, yani canlıdır, somuttur ve inandırıcıdır, bilinçli maniplasyona açık değildir.

Bilim adamları karanlıkta tutulan her insanın halüsinasyon görebileceğini saptadılar. Bu durumda beynin yapacak bir şeyi olmadığı için kendi görüntülerini yaratır. Bu biraz uyku sırasında gördüğümüz düşlere benzer. Bunların hepsi normaldir.Fakat kimi insanlar hasta oldukları için sanrı görürler. 



Hastalığa göre farklı duyu organları etkilenir. Optik halüsinasyonlar, yani görülebilen sanrılar, organik hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabilirler. Örneğin felç, göz hastalıkları veya beyin tümörü gibi. Uyuşturucu bağımlıları da çok sık halüsinasyon görürler.



Gördüğünüz gibi halüsinasyonlar normal olduğu gibi hastalıklara da bağlı olabiliyor. Her zamanki koşullarda yaşadığımız sürece örneğin karanlık odada değilsek ve bir fil hakkında düşünmüyorsak, duyu organlarının algılama bozuklukları bir alarm sinyalidir.

Sanrıların ortaya çıkış nedenleri genelde ruhsal sorunlardır. 



Hiç varolmadıkları halde tuhaf sesler de duyabiliriz. Kulakta uzun süre devam eden veya hiç kaybolmayan bu seslere doktorlar halüsinasyon değil kulak çınlaması (tinnitüs) teşhisi koyarlar. Kulak çınlaması bazı durumlarda çok eziyet verebilir. Düşünün, uyumak için yatağa giriyorsunuz, hiçbir yerde ses olmamasına rağmen sizin kulağınızda mesela "davullar çalıyor" ve bir türlü susmak bilmiyorlar.

Araştırmacılar günden güne yayılan tinnitüs hastalığından ruhsal ve bedensel gerilimlerin sorumlu olduğunu buldular. Örneğin okulda veya işyerinde yaşanan stres bile kulak çınlamasına neden olabiliyor. Ne var ki kronik kulak çınlamasının henüz etkili bir tedavisi yoktur.