Kuantum fiziğinin maddenin hakikatına dair şaşırtıcı sonuçları bilim dünyasını derinden etkiledi. Varlıkların materyalistlerin zannettikleri gibi katı somut bir varlığı olmayışının, birer gölge varlık oluşunun ve algı düzeyinde var oluşunun sarsıcı etkileri halen de sürmektedir.
EPR Deneyi’nin Detayları
Atomaltı parçacıklar beraber oluşturulduğunda birbirleri ile ilişkili olurlar. Sanki tek bir sistemin parçalarıymış gibi davranırlar. Birinde gözlemlenen bir etki, anında, diğer parça üzerinde ne kadar uzakta olursa olsun kaçınılmaz değişimlere sebep olur. Einstein böyle bir etkiye hayalet etki diyordu. Bilinen fizik kurallarına göre eğer bir etki oluşucaksa, bu en fazla ışık hızıyla yayılmalıydı. Ancak kuantum fiziği, bu etkinin anında olacağını söylüyordu. Deneysel gözlemler kuantum fiziğini haklı çıkaracaktı.
Atomaltı dünyadaki bu ilginç gerçek Bill Bryson tarafından şöyle anlatılıyor:
...İki atomaltı parçacık belli bir çift oluşturduğunda, aralarında çok uzak mesafeler bulunsa bile, biri diğerinin ne yapmakta olduğunu anbean “bilebilirdi.” Kuantum kuramına göre, parçacıkların spin (fırıl) diye adlandırılan bir özelliği vardır. Bir parçacığın spinini belirlediğimiz an, kardeş parçacık ne kadar uzakta olursa olsun, anında ters yönde ve aynı hızla kendi ekseni etrafında dönmeye başlayacaktır.
Bu durum, bilim yazarı Lawrance Joseph’e göre, biri Ohio’ya öbürü Fiji’ye yerleştirilmiş, birbirinin tıpatıp aynı iki bilardo topuna benzetilebilir: Toplardan birine spin (bir tür fiziksel özellik) verdiğiniz an, öteki de aynı anda ters yönde ve tam tamına aynı hızla kendi ekseni etrafında dönmeye başlar. İşin ilginç yanı, bu fenomen 1997’de Cenevre Üniversitesi’ndeki fizikçilerin zıt yönlerde yaklaşık 11 kilometre uzaklığa fotonlar göndermeleri ve bunlardan biri üzerindeki müdahelenin diğerinde ani bir tepki doğurduğunu ortaya koymalarıyla kanıtlanmış oldu. 1




EPR Deneyi’nin Detayları
Atomaltı parçacıklar beraber oluşturulduğunda birbirleri ile ilişkili olurlar. Sanki tek bir sistemin parçalarıymış gibi davranırlar. Birinde gözlemlenen bir etki, anında, diğer parça üzerinde ne kadar uzakta olursa olsun kaçınılmaz değişimlere sebep olur. Einstein böyle bir etkiye hayalet etki diyordu. Bilinen fizik kurallarına göre eğer bir etki oluşucaksa, bu en fazla ışık hızıyla yayılmalıydı. Ancak kuantum fiziği, bu etkinin anında olacağını söylüyordu. Deneysel gözlemler kuantum fiziğini haklı çıkaracaktı.
Atomaltı dünyadaki bu ilginç gerçek Bill Bryson tarafından şöyle anlatılıyor:
...İki atomaltı parçacık belli bir çift oluşturduğunda, aralarında çok uzak mesafeler bulunsa bile, biri diğerinin ne yapmakta olduğunu anbean “bilebilirdi.” Kuantum kuramına göre, parçacıkların spin (fırıl) diye adlandırılan bir özelliği vardır. Bir parçacığın spinini belirlediğimiz an, kardeş parçacık ne kadar uzakta olursa olsun, anında ters yönde ve aynı hızla kendi ekseni etrafında dönmeye başlayacaktır.
Bu durum, bilim yazarı Lawrance Joseph’e göre, biri Ohio’ya öbürü Fiji’ye yerleştirilmiş, birbirinin tıpatıp aynı iki bilardo topuna benzetilebilir: Toplardan birine spin (bir tür fiziksel özellik) verdiğiniz an, öteki de aynı anda ters yönde ve tam tamına aynı hızla kendi ekseni etrafında dönmeye başlar. İşin ilginç yanı, bu fenomen 1997’de Cenevre Üniversitesi’ndeki fizikçilerin zıt yönlerde yaklaşık 11 kilometre uzaklığa fotonlar göndermeleri ve bunlardan biri üzerindeki müdahelenin diğerinde ani bir tepki doğurduğunu ortaya koymalarıyla kanıtlanmış oldu. 1
Einstein’ın da yazarları arasında olduğu meşhur EPR makalesi beraber oluşturulan parçacıkların kimi özelliklerine dayanıyordu. Bu parçacıklar birbirinden ayrılsalar bile mucizevi olarak ortak bir karakter sergilerler.
John Stewart Bell
Meşhur bilim adamı Henry Stapp, Bell teoremini gerçekliğe dair bakışımızı derinden etkilediği için bilim tarihinin en önemli keşfi olarak adlandırmıştır.
Meşhur Aspect deneyinin yapıldığı labaratuvar.
Kaynak
1 Hemen Her Şeyin Kısa Tarihi, Bill Bryson, Boyner Yayınları, Şubat 2005, 2.Baskı, Sayfa 129-130
Kaynak
1 Hemen Her Şeyin Kısa Tarihi, Bill Bryson, Boyner Yayınları, Şubat 2005, 2.Baskı, Sayfa 129-130